Dünyaya yayılan bir miras: Sarız kilimi

Posted by

İl merkezine 140 kilometre uzaklıkta bulunan ve sarma tezgahlarda dokunan kilimleriyle tanınan Sarız’da bir zamanlar neredeyse her evde kilim dokunuyordu. 

Zamanla unutulmaya yüz tutan ve birkaç kadın tarafından dokunan kilimlerin, ilçede 8 kadın tarafından kurulan Sarız Kadın Kooperatifi ile gelecek nesillere aktarılması planlanıyor. 

Altı kadının dokuma işi, ikisinin de çeşitli işlerle uğraştığı kooperatif, özellikle kurumlardan gelen talepleri karşılamaya çalışıyor. 

Kooperatif Başkanı Fatma Alkış yaptığı açıklamada, 7 yaşında kilim dokumayı annesinden öğrendiğini söyledi. 

Alkış, 21 yaşına kadar kilim dokuduğunu, evlenince bir süre ara verdiğini anlatarak, kurslara katıldığını, halk eğitim merkezinde usta öğreticilik yaptığını ve girdiği sınavlar sonucu Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçı Tanıtım Kartı aldığını belirtti. 

“Üretim az olunca yetiştiremiyoruz” 

Vali Gökmen Çiçek öncülüğünde kurulan kooperatifte Sarız kilimini dokumayı sürdürdüklerini ifade eden Alkış, şunları söyledi: 
 
“Kilim üretimi az, unutulmaya başlandı. Kilimlerimiz ‘Sarız düz dokuma’ diye bilinir. Sarız’ın kendine özgü motifleri vardır. Eskiden her evin geçim kaynağıydı ve yaz, kış dokunurdu. Her şey kilime bakardı, geçim buna bağlıydı. Şimdi dokuma yapmak isteyen yok çünkü bu zamana kadar sigortasız, maaşsız çalıştıkları için yapmak istemiyorlar.

Biz elimizden geldiği kadar hayatta tutmaya çalışıyoruz. Sarız düz dokumaları, başka yörelere göre daha güzeldir. Her yerden talep var. Resmi kurumlardan, belediyelerden özel siparişlerimiz oluyor ama üretim az olunca yetiştiremiyoruz.” 

“Eskiden her şeyimiz kilim üzerineydi” 

8 yaşından bu yana kilim dokuyan Gülüzar Taşkın da çocukken annesi ve babaannesinin kilim dokuduğunu, tezgahtaki küçük alanları da çocukların yaptığını anlattı. 

Kızlarına da kilim dokumayı öğrettiğini belirten Taşkın, şunları kaydetti: 

“Kilim dokumanın gelişmesini isterim. Artık başkaları dokumuyor. Uzun yıllar dokudum, şimdi de kooperatifte kilim dokuyoruz. Eskiden her şeyimiz kilim üzerineydi, kışın daha çok dokurduk ve her şeyi kilimle alırdık. Esnaf aracılığıyla bir şirkete yapardık, kilim karşılığı erzak alırdık. Bazıları da parasını verirdi, çocuklarımıza harcardık.

Kilime talep çok, kurumlar istiyor dokunsa çok iyi olacak. Birkaç kişi daha bize katılsa güzel olur. Kızlarımızın çeyizinde kilim, seccade, sehpa ve masa üzeri olarak yer alır. Kilim dokumanın bir zorluğu yok, biz sürekli dokuyoruz. Kafanda bir şey varsa dokudukça dağılır, dokudukça dokuyasın gelir.” 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir